Gülsüm gitmez olmuş Gözyaşı mendili elinde, Süklüm püklüm çıkacağı Bitmeyen aşk filmine. Balıkçı Durmuş cosmuş, Denize de çıkmıs, yorulmuş. İçmiş amma kanamaz olmuş Marmara şarabına zam olunca. Gündüz yarısı kovboyu, İyi bilir onu Beyoğlu. Kıçı dar geniş omuzlu, Kıkırdıyor küçük kızlar ardından. Sonra sorarım kendi kendime, Ya ben ne yapıyorum, Ya ben ne yapıyorum, Ya ben ne yapıyorum, Ya ben ne yapıyorum böyle, Ya ben ne yapıyorum böyle? Sevdiğimi evermişler, Mapusa da düsmüş emmoğlu. Bayat açma yemiştim çayla, O gün yine gözlerimi dört açtım. Bir de baktım otlar bitmiş, Pek yakında gelip biçeceklerdir. Sözünü söylediğim yer Maçka'nın Açıkhava Tiyatrosuydu. Kalabalıkta ben bir başıma Kimseye bir şey diyemezdim. Yetinemedim o gördüğümle, Yeniden dolanıp tasalandım. Bir de sen sor kendi kendine, Ya sen ne yapıyosun, Ya sen ne yapıyosun, Ya sen ne yapıyosun, Ya sen ne yapıyosun böyle, Ya sen ne yapıyosun böyle? Hepimiz soralım birbirimize, Ya biz ne yapıyoruz, Ya biz ne yapıyoruz, Ya biz ne yapıyoruz, Ya biz ne yapıyoruz böyle, Ya biz ne yapıyoruz böyle?