Sürtündürt. İtele. Degdir. Yav dokunma itele. Eeeeeeğğ. Aaaağğ Vahh Vaaağğğy, Eeey Aaahh. Mektup geldi, hele bakayım neler yazmış. Gözünü sevdiğimin memleketi Burnumda tütüyor valla. Degdir. İtele. Mektubuni aldık kurban, inan ki çok sevindik. Büyük şehir nasıldır vallahi merak ettik. Ozledik bizler seni, kaynana, gelin görümce. Ökiz sana alışmış, yem yemiyor beni görünce. İtele. Sssürt. Degdir. Taş toprak altın diyor, para da göndermiyorsin. Bir de hiç utanmadan keyfim gıcir diyorsin. Dikkat ol İstanbul'da, başın girmesin belaya. Köydeyken tek başına gidemezdin helaya. Kiserim. Degdirt. Eeğ, sürt. Dur yağ! Hemi taym. Gözlerimiz yollarda hep seni bekliyoruz. Herkeş seni soruyor, hasretlik çekiyoruz. Seni en çok sual eden karin ayşe olmıştir. Dokuzunci bebesini bakırda dogurmıştir.
Uyurken taş diz. Siz ve biz. Eğğ, ııhh.! Urgala. Durin! Olmadi, baştan.. Muhtar diyor ki: "Cahildir, büyük şehir onu yutar. Kölüne geri dönsün, buralar ona yeter." Gelmiyorsun hep buraya, çagıriyorsın bizleri. İyi geldi galiba İstanbul'in kızlari. Degdir. Dur, degdirme! Şimdi sürt! Öğüğğ! İstop! Baştan canım. Türkücü de olamamışsın, şehir beni bekliyor canım. Benim kabiliyetimi köyde herkes biliyor. Hasat zamani geçti ürün çok az bu sene. Biz de şehıre gelecegiz herhalde, yol gözüktü bize gene. Bir daha degdirirsen çizerim. Yav durin mikrofon düşiyor. Zımbala. İstop. Niye durduk? Ne gerek var bizim orda insanca yaşamaya? Temiz havaya, bol gıdaya, dostluk, arkadaşlık hepsi hava. Mertlik olmuş magandalık, insanlık, garamporalık, Neyimize yetmiyordu nazlı Çakmak, bafracıkaralık.