Soğuk, beyaz bir sisle sarıldın ebediyen
Hüzünlü geçmişini mezardan geri getiren
GittiÄŸin her yerde takip edecek seni
Perdelerken artık camlaşmış gözlerini
Gördüğün kendi doğumun, beyaz örtünün kıvrılışını izlerken
Yaşamın güçlü elleri hissettiğin, kurtulmak için çabalarken
Seyret sonu kapkara gelen zamanın başlangıcını
Nefretle çığlık atıp doğduğun güne lanet ederken
Ölen bir yıldız gibi soluk parıltılar yayarken
Bak gökyüzündeki küreye, yolunu aydınlatmaya çalışırken
Hatırla ilk gördüğünde küçük gözlerini nasıl acıttığını
Güneşin ölümündeki yansımasına uzanırken
Aç ölü gözlerini önündeki karaltı dans ederken
Umutlanma bir kabustan uyanmak için o senin adını fısıldarken
Dokunmaya çalış hissettiğinde gözlerinin sana baktığını
Her adımında senden daha da uzaklaşırken
13 çarpık silüet seni sessizce takip ederken
Dönüp bak seni tekrar yakalamaya çalışırlarken
Engellemeye çalış bir kez daha dökülen gözyaşlarını
Hatırla duyduğun acıları, tuttuğun 13 yası düşünürken
İzle, önündeki kalabalık yavaşça cenazene eşlik ederken
Cesedin seni yutmayı bekleyen mezarına taşınırken
Kimse duyamaz artık o dünyaya ait olmayan çığlığını
Bir gün buradan kurtularak geri dönmeyi umarken
Tek başına dolaşacaksın çorak toprakları ebediyen
Ruhunun soluk kefeni seni sıkıca sarmışken
Arama sonsuz yalnızlığını paylaşacak birisini
Artık yakalayamazsın sisin içinde dans eden gölgeleri